Bilindiği üzere bir üç çeşit şeker hastalığı vardır. Bu üç çeşit şeker hastalığının birisi ve en tehlikelisi ise gizli şeker hastalığıdır. Sadece tip 1 şeker hastalığı doğuştan gelmektedir. Diğer şeker hastalıkları ise genellikle daha sonradan oluşur. Gizli şeker hastalığının tehlikeli olmasının sebebi ise hiçbir şekilde belirti vermeden gizli bir şekilde ilerlemesidir. Kanın içerisindeki glikoz oranının yüksek olması bu hastalığın en önemli belirtisi olarak kabul edilir. Gizli şeker hastalığının bir diğer ismi de şeker öncesi hastalığıdır. Yani gerçek şeker hastalığına yakalanmadan önce gizli şeker ortaya çıkar. Tedavi edilmezse ve gereken önlemler alınmazsa daha sonrada tip 2 şeker hastalığına dönüşür. Gizli şeker hastalığı nedir sorusunun cevabını bu şekilde vermiş olduk.
Şeker hastalığı özellikle de teknolojinin gelişmesiyle birlikte son derece yükselmiştir. Teknolojinin direk etkisi olmasa da dolaylı yoldan etkisi büyüktür. Teknoloji genellikle insanları tembelliğe alıştırmaktadır. Bu durum da daha sonradan oluşabilecek gizli şeker hastalığının başlangıcını oluşturur. Türkiye’de de gizli şekerin görülme oranı yaklaşık %35’tir.
Gizli şeker bir anda ortaya çıkan bir hastalık olmadığı için periyodik zamanlarla kan şekerinde ölçüm yapılması ileride daha sağlıklı bir yaşam için tavsiye edilmektedir. Gizli şekerin en erken dönemlerinde de kan testi sonucunda rahatlıkla tespit edilebilme ihtimali bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken durum ise kan testi sonucunda da glikoz yüksek olarak görünmeyebilir. Yüksek olarak görünmediği zamanda gizli şeker hastalığının tespiti yapılamaz.
Gizli şeker hastalığının belirtileri nelerdir?
Tedavi edilmediği sürece çeşitli zararlar oluşturacak ve ilerleyen dönemlerde diyabete dönüşecek olan gizli şeker hastalığının net bir belirtisi bulunmasa da ilerleyen dönemlerde görülecek olan belirtiler diyabet belirtileri ile hemen hemen aynıdır.
Bu belirtilerden bahsetmek gerekirse;
- Özellikle de gece saatlerinde artan sık sık idrara çıkma ihtiyacı hissetmek.
- Kış ayları da dâhil olmak üzere sürekli olarak su içme ihtiyacına kapılmak ve içtikten bir süre sonra tekrar bu ihtiyaç hissinin yinelenmesi.
- Aşırı derecede tatlı alma ihtiyacı. (Bu durumu iştah arttırıcı yan etkileri olan antidepresanlarla karıştırmamak gerekir. Bazı SSRI grubu ilaçlar aşırı derecede iştah arttırdığı için kullanılan dönemde tatlı alma ihtiyacı da yoğun olarak hissedilmektedir.)
- Yoğun açlık hissinin oluşması sebebiyle aşırı derecede kilo alımı ve engellenemeyen yeme isteği.
- Uyku problemlerinin ortaya çıkması. Özellikle uykuya dalmada güçlük çekilmesi ve uykunun sık sık bölünmesi gibi durumların oluşması.
- Gün içerisinde yeterli besinlerin alınması durumunda dahi halsiz hissedilmesi ve yorgunluk belirtileri. (Bu durum da yorgunluk hissi veren antidepresan ilaçlarla karıştırılmamalıdır. Çünkü bazı SSRI ilacı grupları yorgunluk ve halsizlik hissiyatı verebilmektedir. Böyle bir durumda acaba şeker hastalığı belirtisi mi diye doktora başvuranların sayısı da oldukça fazladır.)
Bu belirtiler dışında iç organları etkileyen başka durumlar da söz konusu olabilir ancak organları etkileyen durumlar genellikle belirti vermeden tespit edilememektedir.
Gizli şeker hastalığının zararları nelerdir?
Genellikle kendini belli etmeyen gizli şeker hastalığı da çeşitli sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Hastalık gizli şekilde ilerlediği için genellikle insanlar tarafından pek ciddiye alınmaz ya da böyle bir hastalığın olduğunun farkına varılmaz. Farkında olmadıkları için de insanlar genellikle yaşam şartlarını veya beslenme alışkanlıklarını hiçbir şekilde değiştirmezler.
Günümüzde ortaya çıkan birçok hastalıkta temel etkenler arasında şeker hastalığı yer almaktadır. Organ yetmezliklerinde, çeşitli göz hastalıklarında veya kalp damar hastalıklarında şeker hastalığının rolü çok büyüktür. Bu tarz sağlık problemlerinin önüne geçilmesi için erken safhada gizli şeker hastalığının tespit edilmesi şarttır.
Gizli şeker hastalığının risk faktörleri nelerdir?
Tüm hastalıklarda olduğu gibi gizli şeker hastalığında da risk faktörleri çok önemlidir. Ailesinde veya yakın akrabalarında şeker hastalığı olan bireylerin daha dikkatli olmasında önem vardır çünkü bu tarz durumlarda genetik yatkınlık söz konusu olabilir.
Genetik yatkınlığın dışında hareketsiz yaşam ve aşırı kilolu olmak da hastalığın bir diğer risk faktörü olarak dikkat çekmektedir. Obezitenin her türlü hastalıkta etkili olduğu düşünülürse gizli şeker hastalığına da etki etmesi yüksek ihtimal olarak karşımıza çıkar. Ayrıca kilo alımı çeşitli ilaçların yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda da daha sonradan sıkıntı yaşamamak adına kullanılan ilaçların yan etkilerinin doktora bildirilmesi gerekmektedir.
Bir diğer risk grubu ise 4 ve daha fazla doğum yapmış kadınlardır. Bu tarz çok doğum yapmış kadınların da gizli şeker hastalığına yakalanma ihtimali 2 kat artmaktadır. Düzenli olarak kan tahlili sonucunda gizli şeker hastalığının erken teşhisi son derece önemlidir.
Gizli şeker hastalığı nasıl tespit edilir?
Gizli şeker hastalığının tespitinin yapılabilmesi için kan tahlili sonuçlarına bakılması gerekmektedir. Kandaki şeker miktarının ölçülmesi için 3 farklı kan testi yapılmaktadır. Bunlardan ilki aç karna kan testi, ikincisi şekerin yükseldiği anda ölçülen tokluk kan testi ve sonuncusu da bunların seyrini içine alan 3 aylık kandaki şeker düzeyi testidir.