Her kadın konu erkeği olduğunda aklındaki ilk soru beni sahiplenmeli olmuştur. Peki kadınların bu kafasını karıştıran sahiplenme olgusu nedir?
Partnerine saygı gösteren ve değer veren bir erkek kadının gözünde her zaman ilk sıradadır. Bir erkek için erkeklik tanımına giren en önemli konu ise kıskanmak ve kadının buna bağlı olarak kısıtlanmasıdır. Ancak bunun yanlış olduğunu düşünen erkek ise mükemmellik kıvamına yaklaşıyor. Bu tip erkekler cami içerisinde tüm ezberleri bozar ve kadını aslında sahiplenmekle onu ne kadar çok yakından anladığının farkına varır.
Aslına bakarsanız bir erkeğin işinin öyle kolay olmadığını biliyoruz. Çünkü kadınları genel olarak değerlendirdiğiniz zaman nazın biri bin para. Farklı kadınlar aynı anda sözleşmişler gibi “beni sahiplenmiyor şekerim” diyerek sızlandığını biliyoruz. Erkekler ise bu duruma kırılıyorlar ancak buna bir anlamda veremiyorlar. Mükemmellik derecesine yaklaşmış bir erkeğin karısı olmak bile aynı şeyi düşünmeye neden. Erkek burada acaba neyi eksik yaptım, yoksa az mı ilgi gösterdim dese de bu sahiplenme denilen şey nedir bir türlü kavrayamıyorlar.
Aslına bakarsanız karışık değil!
Aslına bakarsanız işler o kadar karışık değil. Yenidünya kadınlarının evliliklerinde bekledikleri şey özgürlüktür. Yani kadın annesi ya da teyzesi gibi ezilmek ve ötelenmek istemiyor. Ne zaman, nereye, kiminle ve saat kaçta gideceğine kendisi karar vermek istiyor erkekte buna müdahale edince olan oluyor. Günümüzde kadın ayaklarını yere basan, iş yemeğine gidebilen ve seyahat edebilen bir kimlik durumunda. Bunun içinde kariyerine engel olacak ne varsa tanımıyor.
Bunu şu şarkı sözünden de yola çıkarak aktarabilirim. “Tek taşımı kendim aldım” Modern hayat artık karısını eve kapatan bir erkeği tanımıyor. Böyle erkekler geri kafalı olarak tanımlanıyor.
Tabi ki iyi güzel ama hayat bu şekilde giderken kadın bir anda patlıyor ve noktayı koyuyor. “sen beni sahiplenmiyorsun” her şeyime karışıyorsun, hiçbir şeyime izin vermiyorsun. Acaba sen benim neyimsin.