Ekonomi literatürüne göre “Faiz Koridoru: Merkez Bankası’nın gecelik borçlanma faizi ile borç verme faizi arasında oluşan alan” demektir.
Ülkelerde bulunan Merkez Bankalarının bazı görevleri vardır. Bulundukları ülkedeki finansal ve ekonomik istikrarı sağlama işlevini üstlenen Merkez Bankaları, uyguladıkları bir dizi politika ile enflasyon, döviz kuru ve cari açığa müdahâle ederler. Bu sayede de bağlı oldukları ülkelerde hem fiyat hem de ekonomik istikrarı sağlamış olurlar. Tüm bunları yapar iken de geleneksel olmayan bir para politikası türü olan “Faiz Koridoru Politikası”nı kullanırlar. Ülkemizde de Türkiye Merkez Bankası bu politikayı en etkin kullanan bankalar arasında yer alır. Uygulanan Faiz Koridoru sayesinde bankaların fon mâliyeti ve kredi kanalı da etkileneceği için bu alanda yapılacak olan bir genişleme ya da daralma bankaları çok yakından, direkt olarak etkileyecektir.
Faiz Koridorunun Etkileri
Faiz koridorunun etki ettiği en büyük faktör reel faiz oranının sınırını çizmesidir. Mevcut bankalar da müşterilerine Merkez Bankası’nın belirlediği üst ve alt bant arasında kalan oran haricinde bir kredi faizi ya da mevduat faizi belirleyemezler. Merkez Bankasına her türlü uymak zorundadırlar. Tabir-i caiz ise kafasına göre davranamayan mevcut bankalar, doğal olarak borç alma faiz oranının altında ya da üstünde herhangi bir orandan da işlem yapamazlar. Yıllar içerisinde dönem dönem Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz koridoru politikaları hararetli tartışmalara sebep olsa da; Merkez Bankası’nın ayrıca enflasyon, cari açık ve döviz kuruna hızlı bir şekilde müdahale edebilme gibi güçleri ile piyasaların rahat bir nefes almasını sağladığı da bugün yadsınamaz bir gerçektir.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) kendisine tanınan yetkiler ile gerek borç alma gerek ise borç verme faizleri arasındaki alan olan faiz koridorunu çeşitli kararlar çerçevesinde alt bant ve üst bandında oynamak koşulu ile değiştirebilir. Alt bandın ve üst bandın bu şekilde genişleyip daralmaya gitmesi bankaların lehine olabileceği gibi aleyhine sonuçlar da verebilir. Örneğin; tüm bu gelişmeler yaşanır iken, tam tersi bir etki yaşanabilir ve bankaların kredi mâliyetlerinin düşmesi kaçınılmaz son olur.